Pazartesi

EVDE YAPILABİLECEK BAŞLANGIÇ SEVİYESİ HAZIRLIK PROGRAMI

BAŞLANGIÇ SEVİYESİ HAZIRLIK PROGRAMI 
Hedefiniz "şekilli" bir fizik, sıkılaşmak, kilo vermek, kilo almak, kuvvetinizi ya da performansınızı artırmak olabilir. Ancak nasıl ki yeni ehliyet aldığınızda hemen bir yarış arabası kullanmaya başlayamıyorsanız, egzersiz/antrenman yaparken de bir anda gelişmiş programlar yapmanız sağlığınız ve performansınız açısından sakıncalı olacaktır. Bu yüzden ileride yapacağınız zorlu programlara hazır hale gelmek ve sakatlık riskini azaltmak için temel, başlangıç seviyesi bir program ile vücudunuzu hazırlamanız gerekir. Gittiğiniz salonlarda da ilk ay öncelikle bu amaca yönelik temel programlar hazırlanır.
Bugünkü yazıda, vücut ağırlığınız ve birkaç basit aparatla evde yapabileceğiniz temel seviye başlangıç programı paylaşacağım. Bu sayede spor salonuna başladığınızda ya da özel ders alacağınız zaman alıştırma programlarıyla vakit kaybetmeden amacınıza yönelik daha gelişmiş programlara geçiş yapabileceksiniz.
DİKKAT:  Bu veya herhangi bir programa başlamadan önce sağlık kontrolünden geçmeniz ve herhangi bir sorununuz varsa doktorunuzun onayı gerekir.

ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR: 
Burada yazan açıklamalar programın verimliliği açısından çok önemlidir. Lütfen dikkatlice okuyun.
-Yukarıda da belirttiğim gibi programın öncelikli amacı "hazırlık" Bazı temel hareketler ile kısa ve mümkün olduğunca çok kası çalıştıracak bir program tasarladım. Lütfen bunu göz önünde bulundurun.
-Daha önce hiç egzersiz yapmamış sedanter dediğimiz kişilerdenseniz, programı yaptıktan sonra 2-3 gün ağrılarınız (et kesme) olabilir. Bu durum normaldir, sakatlandığınızı düşünmeyin.
-Isınma ve soğuma bölümleri "en az" programın kendisi kadar önemlidir. Mutlaka yapın.
-Programı ilk hafta pazartesi ve perşembe olmak üzere haftada 2 defa yaparak başlayın. Daha sonra ağrılarınız azalınca pazartesi çarşamba cuma şeklinde haftada 3 güne çıkarın.
-Programda bazı hareketlerin alternatifini de ekledim. Eğer birini yapmada zorlanıyorsanız, diğer versiyonunu deneyebilirsiniz. Ancak her ikisini de aynı gün yapmayın, ağrılarınızı çoğaltabilir.
-Set: Her bir hareketi yapacağınız seri sayısı.
 Tekrar: Her sette yapacağınız tekrar sayısı.
Örneğin: 3 set x 15 tekrar demek, her biri 15 tekrar olan ve her 15 tekrarın sonunda 1-2 dakika dinleneceğiniz 3 seri anlamına gelir.
Hareketler arasında 2-3 dk dinlenebilirsiniz.
Maks tekrar ise yapabildiğiniz kadar demek. Ama başlarda sonuna kadar zorlamayın, yapabileceğinizden 1-2 tekrar az olsun.
-"a" ve "b" de yazan hareketlerden birini seçin ve dönüşümlü olarak yapın.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
TEMEL SEVİYE HAZIRLIK PROGRAMI
Isınma 5-10 dk:Yürüyüş, merdiven çıkma, ip atlama, varsa bisiklet veya hiçbiri yoksa jumping jacks gibi nabzınızı hızlandırıp vücudunuzu programa hazırlayan genel bir hareket.
Program:
Bodyweight Squat........4-5 set x 15-20 tekrar
Push Up / Sissy Push-Up...............4-5 set x maks tekrar
Standing Row / Towel Pulldown..............4-5 set x 15-20 tekrar
a) Sit Up.........3 set x maks tekrar b) Unilateral(tek bacak) Leg Raise......3 set x maks tekrar
Superman.........2 set x 15-20 tekrar
Side Bend.....2 set x 50-100 tekrar (her bir taraf)
Esneme/Soğuma: 30-40 saniyelik statik esnemeler.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hareketlerin Açıklamaları
Bodyweight Squat:


Bacaklarınızı omuz genişliğinde açıp, belinizi öne çok fazla düşürmeden ve kamburunuzu çıkarmadan kontrollü şekilde çömelin. Başlangıçta bacağınızın üst kısmı yere paralel olana kadar çökmeniz yeterlidir. Daha fazla aşağıya inmeyin. Eğer zorlanıyorsanız alışana kadar daha az çökerek yarım tekrarlar yapın. ÖNEMLİ: Dizlerinizi asla sert şekilde kilitlemeyin!

Push-Up / Sissy Push-Up:

Elleriniz göğüs hizasında, dirsekleriniz ise omuz hizasının biraz aşağısında olacak şekilde ellerinizi yere koyun. Ayakta duruyormuş gibi vücudunuz dik olsun ve bu açıyı koruyarak kontrollü şekilde nefes alıp resimdeki gibi eğilin, daha sonra nefes vererek kalkın. ÖNEMLİ: Burada da dirseklerinizi sert şekilde kilitlemekten kaçının.
Sissy Push-Up:
Normal şınavda zorlanıyorsanız sissy versiyonunu yapabilirsiniz. Buradaki tek fark ayaklarınızın üzerinde değil, dizlerinizin üzerinde duracaksınız.








Standing Row / Towel Pulldown:

Eski serum lastiği, direnç bandı vb. esnek bir şeyi kapı ya da pencere koluna bağlayın. Bir ayağınızı öne atarak resimdeki gibi pozisyon alın. Nefes alın ve sanki küçük bir topu arasında tutmaya çalışıyormuş gibi kürek kemiklerinizi birleştirene kadar nefes vererek lastiği çekin.
Towel (Havlu) Pulldown:
Tam muadili olmasa da standing row için gerekli ekipmanı bulamayanlar bunu yapabilirler. Bu harekette önemli olan havluyu sanki yırtmaya çalışıyormuş gibi sürekli olarak gergin tutmanız ve havluyu çok aşağıya indirmemenizdir.







Sit Up:

Sırtüstü yere uzanın. Ayaklarınızı koltuk kanepe vb. bir şeyin altına sıkıştırın. Dizlerinizi ortalama 90 derece kırın ve elleriniz göğsünüzde birleştirip kontrollü şekilde nefes vererek kalkın. ÖNEMLİ:İnişte asla tamamen yere değmeyin. Kasın sürekli gergin kalması için yer ile aranızda bir miktar boşluk kalsın.(fotoğrafa dikkat) Eğer zorlanıyorsanız ellerinizi ileriye doğru uzatabilirsiniz.

Unilateral Leg Raise:

Sırtüstü yere uzanın ve ellerinizi kalçalarınızın altına koyun. Resimdeki gibi tek bacağınızı nefes vererek kaldırın ve yine kontrollü şekilde nefes alarak topuğunuz yere yaklaşıncaya kadar indirin. Ancak kesinlikle ayağınız yere değmesin. Her bacağı ayrı ayrı yapacağınız için sağ ve sol bacak birer kez yapıldığında 1 tam set eder.

Superman:

İsminden de anlaşılacağı gibi yere yüzüstü uzanın, nefes alın ve süpermenin uçma(!) pozisyonundaki gibi kollarınızı uzatarak kendinizi belinizden bükmeye, kaldırmaya çalışın. Kalkarken nefes verin ve yukarıda 1-2 saniye durun.

Side Bend:


Su şişesi gibi ağırlık yapacak bir nesneyi elinize alın ve dik durun. Öne ya da geri eğilmeden dik ve kontrollü şekilde bir yana eğilin, buradan da diğer yana doğru eğilin. Bir taraf bitince ağırlığı diğer elinize alın ve aynı sayıda diğer tarafa eğilerek seti bitirin. Sağ ve sol ikisi toplam 1 set oluyor. ÖNEMLİ: Ağırlığın tek tarafınızda olması gerekir her iki elinize de ağırlık alırsanız yükü dengelediğiniz için bir anlamı kalmaz.

Geçmiş olsun.

Son olarak resim kalitesi için özür dilerim. Makaleyi hazırlarken bazı aksaklıklar çıktığı için elimdeki imkanlarla yapmak zorunda kaldım. Buraya kadar sabırla okuduğunuz için teşekkürler.

Cumartesi

LAKTOZ İNTOLERANSI

LAKTOZ İNTOLERANSI
(Laktoz Hassasiyeti)
Bazı insanlar süt veya bazı süt ürünlerini tükettiklerinde sindirim sorunlarıyla karşılaşırlar. Bunun nedeni vücutlarında sütteki laktozu parçalayacak laktaz enziminin yeterli seviyede olmaması ya da hiç bulunmamasıdır.
Laktoz ya da diğer adıyla süt şekeri, sütün içinde bulunan ve glikoz ile galaktozdan oluşan disakkarit türündeki bir şekerdir ve bağırsaklardan emilerek kana karışmak için laktaz isimli enzim vasıtasıyla yapısını oluşturan glikoz ve galaktoza parçalanması gerekmektedir. Eğer kişide bu enzim yetersiz ya da hiç yoksa, süt şekeri parçalara bölünemediğinden vücut tarafından emilemez ve bağırsak içerisinde kalarak çeşitli rahatsızlıklara neden olur. Bu duruma laktoz intoleransı denmektedir. Süt alerjisinden farklı bir durum olmakla birlikte, alerjinin aksine ciddi sağlık sorunlarına yol açmaz.

BELİRTİLERİ
Süt veya süt ürünü tükettikten yaklaşık 30dk ile 2 saat sonrasında başlayabilir. Bunlar: İshal, mide bulantısı (bazen kusma), abdominal kramplar, şişkinlik, gaz şeklinde olur.
Tüketilen miktara göre yukarıdaki belirtilerin şiddeti değişebilir.

TÜRLERİ
Laktoz intoleransının 3 ana türü bulunmaktadır.
Birincil (Primer) Laktoz İntolerası:
Yaşlanmaya bağlı olarak gelişen ve en sık görülen tipdir. Doğduğumuzda vücudumuz yeterli miktarda laktaz enzimi üretebilir durumdadır. Çünkü bebekken birincil besin kaynağımız süt olduğu için bu enzime çok ihtiyaç duyarız. Ancak büyüdükçe zamanla sütün yerine farklı besin türleri tüketmeye başladığımızda içtiğimiz süt miktarı azalmaya başladığından, bu enzimin üretimi de düşer ve sadece yetişkin birinin günlük hayattaki beslenmesinde tükettiği bir miktar süt/süt ürününü işleyebilecek kadar kalır.
İkincil (Sekonder) Laktoz İntoleransı:
Hastalık veya hasar nedeniyle olan türüdür. İnce bağırsağınızdaki bir iltihabi hastalık, cerrahi operasyon veya hasar oluşması sonucunda laktoz intoleransı gelişebilir. Neden olan durum ortadan kaldırıldığında veya tedavi edildiğinde eski haline döner.
Doğuştan(Konjenital) veya Gelişimsel Laktoz İntoleransı:
Çok ender karşılaşılmakla birlikte, doğuştan (konjenital) laktoz intoleransı, otozomal resesif denilen ve anne ile babanın her ikisinin aynı gen varyantını çocuğa geçirmesi sonucu vücudun hiç laktaz üretememesine verilen isimdir. Erken doğan bebeklerde ise laktaz üretimi henüz başlamadığı (en erken 34. hafta) için olan türüne de gelişimsel laktoz intoleransı denir.

TANI
Kesin bir tanı koyabilmek için klinik olarak üç tür test ile laktoz intoleransı olup olmadığı anlaşılabilir (1):
Laktoz Tolerans Testi: Burada kişiye yüksek miktarda laktoz içeren bir sıvı verilir ve iki saat sonra kan testi yapılarak kanındaki glikoz (kan şekeri) miktarı ölçülür. Eğer kan şekeri yükselmiyorsa vücut laktozu sindiremiyor, yani sorun var demektir.
Hidrojen Nefes Testi: Yine burada da yüksek miktarda laktoz içeren sıvı içirilip, belli aralıklarla kişinin nefesindeki hidrojen miktarı ölçülür. Normalde çok az miktarda hidrojen ölçülmesi gerekir. Ancak laktoz intoleransı varsa sıvı bağırsaklarda fermante olacak ve oluşan hidrojen ile diğer bazı gazlar kişinin nefesinde normalden fazla miktarda ortaya çıkaraktır.
Dışkı Asiditesi Testi: Genellikle bebekler ve küçük çocuklar gibi yukarıdaki testlere girmesi mümkün olmayanlara yapılan bu testte, sindirilmemiş laktozun fermantasyonunda oluşan laktik asit ve diğer asitler dışkı örneğinden saptanabilir.

TEDAVİ ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Günümüzde henüz vücudumuzun yeterli seviyede laktaz enzimi üretmesini sağlayabilecek bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak bu tüm süt ve süt ürünlerini hayatımızdan hemen çıkarmamız gerektiği anlamına gelmez. Unutulmamalıdır ki laktoz intoleransında kişinin yakınma şiddeti değişik seviyelerde olabilir. Bazı insanlar az miktarda süt ve süt ürünleri tükettiklerinde sorun yaşamazken bazı kişilerde bu bile rahatsızlık verebilmektedir. Haliyle kişinin kendisinin deneyerek belirleyebileceği sınırlar dahilinde beslenmesinde yapacağı değişiklikler ve uygulayabileceği pratik çözümler ile bu sorunu önleyebilir. Yapılabileceklerden bazıları:
-Büyük porsiyonlarda süt ve süt ürünleri tüketmekten kaçınmak,
-Süt ve süt ürünlerini küçük miktarlarda ve yemeklerle beraber tüketmek,
-Laktozsuz süt veya laktazlı süt ve süt ürünleri kullanmak,
-Süt ve süt ürünleri tüketeceğimiz zamanlarda satılan çeşitli damla, hap gibi hazır laktaz enzimi kullanmak,
-Laktoz içeriği düşük olan sert peynirler(çedar vb.) ya da yoğurt gibi kültürlü ürünleri tüketmek şeklinde sıralayabiliriz.
*Yukarıdakilere ek olarak önemle vurgulanması gereken bir başka nokta da şudur: Laktoz içeren besinler denildiğinde aklımıza sadece süt ve peynir gibi çok bilinen süt ürünleri gelmemelidir. Sanılanın aksine işlenmiş gıdalar başta olmak üzere pek çok besinde laktoz bulunur ve hassasiyet seviyenize göre bunlar da problemlere neden olabilir. Tereyağ, margarin, süt tozu(whey proteini vb.) gibi konsantre tozlar, pişirme karışımları, hazır çorbalar, çikolata, krema(kahve), kaymak, salata sosları, kuru kahvaltılık tahıllar vb. yüksek oranda laktoz içerebilirler. Bu yüzden yukarıda saydığımız ürünlerin tüketimini de sınırlamamız (duruma göre kesmemiz) gerekebilir.

ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA
Bu yazıyı da bitirirken yukarıda yazdıklarımın hastalığın asli tedavisi yerine geçmediğini ve yukarıda yazanların kişinin bu sorunla başa çıkabilmesi için verilmiş tavsiyeler olduğunu belirtirim. Bu konuda hiçbir sorumluluk kabul edilmeyecektir. Buraya kadar sabrettiğiniz ve okuduğunuz için teşekkürler.

YARARLANILAN KAYNAKLAR:
1) Mayo Clinic 2012: Lactose intolerance tests and diagnosis 
2) Healthline: Laktoz İntoleransı
+13 yıllık tecrübe

Cuma

SAĞLIK İÇİN SPOR YAPILMAZ! EGZERSİZ, ANTRENMAN ve SPOR KAVRAMLARININ FARKLARI


EGZERSİZ, ANTRENMAN ve SPOR KAVRAMLARI ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR, SAĞLIK İÇİN HANGİSİ YAPILIR
Bir yanda koşu bandında ter atan kendinizi diğer yanda da profesyonel bir yarış pilotunu düşünün. İkinizin yaptığına da spor dersek, araba kullanmanın sağlığınıza faydası yokken koşmanın ya da yürüyüşün sağlığa (kardiyorespiratuar zindelik) olumlu etkileri bilinen bir gerçek. Peki spor sağlık için yapılıyorsa nasıl oluyor da araba yarışları da "spor" sayılabiliyor? Yoksa sağlık için yapmamız gereken şeyler farklı mı? Öyleyse spor sağlık için değildir şeklinde mi düşünmemiz gerekir? Ama futbol vb. sporlarda çokça fiziksel efor sarf edilir ve bu bir spordur. Öyleyse sağlık için spor yapmak doğrudur(?)... Kafanız karıştı mı? Güzel :)

Bu yazıda, genelde aynı anlama geldiğini zannettiğimiz, birbirleriyle bağlantılı ama farklı 3 kavramı açıklamaya çalışacağım. Spor, Antrenman ve Egzersiz. Farklı alanlarda çok çeşitli tanımlar bulunmakla birlikte genel tanımlarına bakarsak: 
SPOR, önceden belirlenmiş kurallara göre bireysel veya takım halinde yapılan, genellikle rekabete dayalı yarışma ve kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak için yapılan fiziksel aktivitedir.
ANTRENMAN, herhangi bir alanda istenilen düzeye ulaşmak için gerçekleştirilen sistematik alıştırmalardır. 
EGZERSİZ ise, fiziksel durumu geliştirmek veya sürdürmek ve sağlık amacıyla yapılan bazı aktivitelerin icrasıdır.
Yani biraz daha açarsak, spor, öncelikli olarak belirli kurallara göre yapılan eğlence ve yarışma amacı taşıyan aktiviteler iken antrenman, bir alandaki performansı arttırmak amacıyla yapılan çalışmaların tümünü kapsar. Egzersiz ise, "esasen" sağlıklı, fit olmayı amaçlayan çalışmalardır. Örneklersek, futbol maçları spor, futboldaki performansını arttırmak isteyen bir futbolcunun yapacağı çalışmalar antrenman, sağlıklı bir bireyin formunu korumak ya da kilo vermek için yaptığı çalışmalar ise egzersizdir diyebiliriz. Tam burada bir parantez açmak isterim: Şahsen, antrenmanın, egzersiz kavramını da içine alabileceği ve bu bağlamda aslında tek başlarına egzersizin amaçları arasında sayılan konuları (kilo vermek/almak, postür sorunları vb.), herhangi bir alandaki performansımızı artırma yönündeki "aşamalardan biri" olarak alıştırmalarımıza eklediğimizde bunların antrenman tanımı içerisinde kabul edilebileceğini söylemenin yanlış olmayacağına inanıyorum.
 Egzersiz kavramının sağlıklı yaşam açısından doğruluğunu gösteren bir başka nokta da, sağlık/zindelik amacıyla hazırlanan programların kişinin ihtiyacı olan kardiyorespiratuar, direnç, esneklik vb. "tüm unsurları" kapsayacak şekilde hazırlanması gerektiğidir ve bu, egzersiz kavramının içeriğine (duruma göre "bazen" antrenmana) çok daha uygundur. 
Örnek vermek gerekirse, futbol kardiyorespiratuar zindelik ve bazı kas gruplarının antrene edilmesi açısından kısmen faydalı olabilse de kişinin kamburu varsa buna olumlu bir etkisi olmayacaktır. Halbuki egzersizin tam olarak amacı bu gibi sorunları belirlemek ve gidermek yönündedir.

Özetle, buraya kadar yazılanlardan kendi içlerinde hepsinin faydaları ve önemi olmakla birlikte, "egzersiz" kavramının "sağlıklı yaşam" açısından bakıldığında antrenman ve özellikle spora kıyasla çok daha ön plana çıktığını söyleyebiliriz. 
Yazıyı bitirirken, sizleri sıkmadan konuyla ilgili bir fikir edinmenize yardımcı olabildiğimi umuyor, buraya kadar okuduğunuz ve zaman ayırdığınız için sonsuz teşekkür ediyorum.